Kadın Özel Arşivlerinde 40 Kadın 40 Hayat/ Ayşegül Sönmezay
Kadın arşivlerinden ne hikâyeler, ne esrarlı maceralar, ne ifşa edilmemiş hakikatler çıktığını ya da çıkabileceğini merak ediyorsanız bu kitabı okumanızı öneririm. Kadın arşivleri yalnızca bu heyecan verici varoluşları ve hatıraları muhafaza etmekle kalmıyorlar elbette; aynı zamanda şu ya da bu ölçüde kayıt altına alınmış, tanıklık edilip yazılmış tarihin başka, hatta bambaşka kayıtlarına, tanıklıklarına da bizi ulaştırabiliyorlar.
Bu kitapta hayatına tanıklık edeceğiniz kadınlardan her biri kendi döneminde toplumun önüne düşmekte asla tereddüt etmiyor; bütün dudak kıvırmaları, küçümsemeleri, yer yer dışlamaları adeta haklılıklarının ve haklı mücadelelerinin kanıtı sayıyorlardı. Zaman zaman bunlar yüzünden bitkin düşseler de… Kısacası onlar, kendi zamanlarını öne iten kadınlardı. Bizlere ilham verecek kadınlar…
Kurumlarda muhafaza edilen 40 kadın özel arşivindeki belge/bilgiden ve daha önce yapılmış araştırma/incelemeden yola çıkılarak hazırlanmış 40 kadın biyografisi var. Hepsi de kendi döneminde/alanında eril değer yargılarını, -kâh üstü örtülü kâh açıkça- sorgulayıp cevval zihinlerine, müthiş enerjilerine, çalışkan bedenlerine her şeye rağmen yer açmış ya da açmaya çalışmış kadınlar. İyi ki arşivleri var da nereden cesaret toplayıp ne zaman tıkandıklarını, hangi koşullarda umutsuzluğa kapıldıklarını ve bu umutsuzluğu nasıl mücadele azmine dönüştürdüklerini biraz olsun anlayabiliyoruz.
Doğrusu ya, bu 40 kadın dışında daha nice kadın var böyle; kendi aile çevremizde bile en az biri-ikisi hemen aklınıza geliyordur… Pek az imkâna rağmen tek başına birkaç çocuk büyütmüş, erkek şiddetine karşı mücadele edip ayakta kalmayı başarmış en az birkaç kadın tanımışızdır. Onlar -şimdilik- henüz “yazılmamış biyografiler” olarak geçmişte bir yerlerde hüzünle bekliyorlar sıranın kendilerine gelmesini.
Bir yıl gibi kısa bir süre içinde kitaba değerli katkılarını sunan yazarlarımız, birlikte yaşadığımız bütün olumsuz pandemi koşullarına rağmen ve gecelerini gündüzlerine katma pahasına çalıştılar. Ülkede sayıları günden güne azalan nitelikli akademisyenin ve araştırmacının ne kadar büyük bir iş yükü olduğunu varın siz düşünün.
40 Kadın 40 Hayat kitabının sergüzeştini anlatmak bana düştüğüne göre şunu söylemeden geçmek istemem; 1500 sayfalık bu kitap bir ekip çalışmasıyla ortaya çıkarıldı. Bu değerli kadınların arşivlerine gözü gibi bakan arşivcilerden o belgeleri değerlendirip yazanlara, projenin ortaya çıkışında düşünceleri ve önerilerini esirgemeyenlere, kurum arşivleriyle yetinmeyip özel arşivleri hassasiyetle tarayanlara ve editoryal çalışmanın her aşamasında nerede boşluk doğuyorsa orayı doldurmaktan, nerede zayıf bir halka varsa onu güçlendirmekten geri durmayanlara varıncaya kadar… Bu şahane ekip Kadın Eserleri Kütüphanesi ve çevresiydi; künyede ve kitapta adı yer alan bütün çalışma arkadaşlarım. Yazarlarımız da öylesine uyumlu bir işbirliği içindeydiler ki, galiba hiç de kolay olmayan bir işi bu ekip sayesinde tamamına erdirdik.
Umarım, Türkiye’nin ve dünyanın zor günleri aşmaya çabaladığı şu sıralar bu kitap, hazırlarken bizlere verdiği iç huzuru ve tatmini sizlere de verir.
40 KADIN: Pertevniyal Valide Sultan, Şair Nigâr Hanım, Fatma Aliye (Topuz), Halide Edib Adıvar, Safiye Hüseyin Elbi, Eveline Thompson Scott, Müfide Ferit Tek, Sabiha Sertel, Melek Celâl Sofu, Ayşe Leman Karaosmanoğlu, Halide Nusret Zorlutuna, Hasene Ilgaz, Süreyya Ağaoğlu, Sabiha Rüştü Bozcalı, Sâmiha Ayverdi, Lâika Karabey, Cahit Uçuk, Behice Boran, Necile Tevfik, Müfide İlhan, Muazzez İlmiye Çığ, Jale İnan, Cahide (Aksel) Tamer, İsmet Kür, Halet Çambel, Kerime Nadir Azrak, Harika Alpar Söylemezoğlu, Josephine Powell, Zerrin Bölükbaşı, Muhibbe Darga, Leman Şenalp, İlhan Ayverdi, Jale Baysal, Behiye Aksoy, Adalet Ağaoğlu, Leyla Erbil, Şirin Tekeli, Selhan Savcıgil Endres, Fatma Çiğdem Aydın, Şefika Şehvar Beşiroğlu.
Bu Dijital Bülten Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı kapsamında Avrupa Birliği desteği ile hazırlanmıştır. İçeriğin sorumluluğu tamamıyla Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı’na aittir ve AB’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.

